Bazı kitaplar vardır, ne yaparsak yapalım sonunu getiremeyiz. Kimini okurken tekrar tekrar başa döneriz, kimini sürekli ilerlesek de anlayamayız, kimi o kadar uzundur ki, okumak için bir ömür gerekecek gibidir. Kimini okumaya ise psikolojik olarak zeminimiz müsait değildir. Hep okuyup bitirdiklerimizden söz edecek değiliz ya, bu defa Beğenmeyen Okumasın olarak bitmeyen, bitemeyen kitaplardan söz etmek istedik. Bakalım bizimle hemfikir misiniz? İyi okumalar!
Umberto Eco – Foucault Sarkacı
Umberto Eco’nun “aşmış” bir araştırma yaparak yazmış olduğu bu eser, bir kere okununca anlaşılacak türden değil. Ne var ki, birinci okuma deneyimini de tamamlamak hiç kolay değil. Zaten okumaya başlamadan evvel, arkadaki sözlüğe çalışmanız gerekiyor. Kısacası bir eser düşünün ki, çevirmeni çeviri süreciyle ilgili bir kitap yazmış! Foucault Sarkacı işte öyle bir şey…
Marcel Proust – Kayıp Zamanın İzinde
Kayıp Zamanın İzinde edebiyat tarihinin en “büyük” eserlerinden biri. Otoritelerin “Ölmeden Önce Okumanız Gereken X Eser” listelerinde kendisine muhakkak yer bulan bu edebiyat şöleni, ölmeden önce okuyacağınız kitap sayısını epeyce düşürebilir. Zira, eğer oturup tüm gün kitap okuma gibi bir lüksünüz yoksa, bitirmeniz yıllarınızı alabilir. Tabii yeterince inatçı ve sabırlıysanız…
Oğuz Atay – Tutunamayanlar
Oğuz Atay’ın 600 küsur sayfalık kült romanı Tutunamayanlar‘ın uzunluğu nedeniyle bu listeye alınmadığını baştan söylemeli. Söz konusu uzunluk kitapla ilişkinizi “uzatmalı” hale dönüştürebilir elbette. Fakat Tutunamayanlar’ı asıl bitmek bilmeyen kıla(bile)n, onu Türk Edebiyatı içerisinde biricikleştiren özellikleridir. Farklı ve yenilikçi anlatım biçimlerinin birlikteliği romanı zenginleştirirken Osmanlıca yazılmış şiirden Öztürkçe yazılmış bölümlere, ansiklopedik dilde anlatımların olduğu bölümlerden hiçbir noktalama işareti kullanılmadan yazılan metinlere çeşitli yazım türleriyle karşılaşan okur şaşırdığı ölçüde zorlanır da. Dolayısıyla, Tutunamayanlar öyle metroda, metrobüste okunabilecek, araya sıkıştırılabilecek bir kitap değildir. Aksine, elde sürünmesi son bulduktan sonra birkaç defa daha okunmayı gerektiren bir kitaptır. Son olarak, işin içinde, okuyan-yazan-düşünen bireyin varoluşsal buhranları ve bir intihar olduğundan, sonrasında üzerinizden kokusu bir türlü eksilmeyen bir hüzünle günlerce ve belki de haftalarca dolaşabileceğinizi duymuşsanız bir yerlerden, kitabı sonlandırmaktan bilinçli bir kararla da cayabilirsiniz. Fakat yine de, bir yaşama sığdırılması gerekenler listesine alınacak bir kitap varsa, Tutunamayanlar orada da yer almaya adaydır.
Ayn Rand – The Fountainhead
Pek çok eleştirmen tarafından felsefi altyapısı ve anlatmak istedikleri açısından ele alındığında başucu eseri olarak anılan bu romanın elinizde sürünmesinin birkaç sebebi olabilir. Bunlardan ilki ve en önemli sebepse romanın Plato Yayınları’ndan çıkan Türkçe baskısıdır diyebilirim. 970 sayfalık ele avuca sığmaz bu romanı taşınması kolay olsun diye küçültürken okumayı çok zorlaştırmışlardır. Zaten bahsi geçen roman dil ve anlatım açısından olmasa da; karakterlerin çokluğu ve bazı noktalardaki iticiliği nedeniyle içine girmeye de bir yere kadar sabretmeyi gerektiren bir yapıda olduğundan araya başka kitapları alıp sürekli baştan başlamanıza neden olabilir. E haliyle de o kırılmayı yaşayamazsanız uzun süre elinizde sürünebilir. Zamansal bir kısıtlamanızın olmadığı dikkatinizi verebileceğiniz dönemlerde okunması tavsiye olunur.
Charles Dickens – Müşterek Dostumuz
Eğer başladığınız kitabı bitirmeden başka bir kitaba başlayamama gibi bir takıntınız varsa Charles Dickens’ın bu başyapıtına başlamadan önce iki kez düşünmeniz tavsiye olunur. Şöyle ki; özellikle Türkçeye Aslı Biçen tarafından çevrilen ve İthaki Yayınları tarafından yayınlanan bu eserin boyutları, onu otobüste, minibüste ya da bir kafede okumanızı fiziksel olarak zorlayacak nitelikte ( kalınlık 6 cm, en 15 cm, boy 23 cm). Kısacası yanınızda taşınması, “kitabım olmadan asla” diyenler için tam bir meydan okuma. 850 sayfalık bu eserin fiziksel engellerini aşmayı başardıktan sonra sizi Dickens’ın muhteşem hayalgücüyle ördüğü dünyası kapılarını açmış bekliyor olacaktır. Ancak o doğru ana kadar elinize alıp alıp bırakabilirsiniz.
Orhan Pamuk – Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi kolayca okunan, açık bir dille yazılmış, romantik bir kitap. Fakat bir noktadan sonra elde sürünebilir bir hale gelebiliyor. Her ne kadar merak etsem de sadece sonunu okumak istemedim o yüzden de uzun bir süre sonunu bilmeden gezdim. Ama imkansız bir aşk olmalı bu, diyerek uzun süre hayıflandım. Daha sonra da dayanamayıp sonunu okumuş bir arkadaştan öğrendim olayların nasıl sonuçlandığını. Elbette biraz şok geçirdim. Aynı zamanda yabancı bir arkadaş da kitabı bitirmekte zorlandığını ama inat ettiğini söyledi, ki kendisi tam bir kitap kurdudur. Orhan Pamuk kitaplarına başlamak isterseniz Masumiyet Müzesi güzel bir başlangıç noktası olmayabilir.
Orhan Pamuk – Kara Kitap
Sanırım Orhan Pamuk kitaplarını okuyabilenler ve bitirebilenler gerçek edebiyat tutkunları. Aynı zamanda sabırlı da olmalılar. Kara Kitap sizi içine çeken ve bir maceraya sürükleyen bir kitap. Hatta okurken Orhan Pamuk’un hayal gücüne hayranlık duyacaksınız. Olaylar, insanlar, şehirler ve şehirlerin uykululuğu kalmış aklımda, iki sene önce okumaktan vazgeçtiğim bu kitaptan. Çok ara verince kitaba geri dönülmüyor, hani biraz eski bir sevgili gibi. Halbuki Kara Kitap okuması kolay ve mütevazı bir kitap. Tasvirleri Benim Adım Kırmızı ile karşılaştırıldığında gayet sade. Hatta İngilizce çevirisi de çok güzeldi. Galiba bende de kusur olmalı ki bitiremedim.
Engin Geçtan – İnsan Olmak
Engin Geçtan denilince ilk akla gelen bu kitabın, Bitmeyen Kitaplar listesinde yer alması şaşırtıcı olsa da, kitabı okumak için sanırım ruh halinizin ‘müsait’ olması gerekiyor. Aksi halde kitap, elinizde sürünüyor ve insan olabilmenin oldukça zor olduğu günümüz dünyasında bitmeyen kitaplar arasında yerini alabiliyor. Çok da uzun olmayan ve yazarın en çok bilinen kitapları arasında bulunan İnsan Olmak‘ı okumaya başlamadan önce, sakin bir ruh hali eşliğinde insanlarla barışmaya ve onları anlayıp sevmeye hazır bir halde olduğunuzdan emin olun.
Orhan Pamuk – Yeni Hayat
Listemize bakıldığında Orhan Pamuk hakimiyetini kurmuş gibi gözüküyor. Sanırım yazarın Cevdet Bey ve Oğulları dışındaki bütün kitapları bir şekilde edebiyat severler için bitirilmesi zor kitaplar haline gelebiliyor. “Bir kitap okudum hayatım değişti” mottosuyla lanse edilen Yeni Hayat‘ın insana bu kadar ciddi bir vaatte bulunurken bile bitirememek, bulunulan ruh haliyle açıklanabilir belki. Kitaptaki referanslar, ayrıntılar ve fantastik geçişler, açık ve yoğunlaşmış bir zihin gerektiyor sanırım. Kitaba başlama denemelerinde böyle bir halet-i ruhiye içinde değilseniz, defalarca elinize alıp bırakma deneyimi sonrasında normalde asla kabullenemeyeceğiniz bir hareketle kitabı okumaktan tamamen vazgeçebiliyorsunuz.
begokuadmin
Sınır tanımayan okurların buluşma noktası
Permalink
//
Yazınızı keyifle okudum ama “Sanırmak” diye bir yüklem olmadığını size hatırlatmak istedim. Sanmak/Geniş zaman kipi/1.tekil şahıs. Kimi yerde doğru kullanılsa bile birçok yerde “sanıyorum, zannımca, bana göre, sanki, galiba, …ğunu düşünüyorum(yan cümlecik eşliğinde) vs.
Her “sanırım” sözcüğünün yerine bu saydıklarımı yerleştirin, cümlenin anlamının nasıl değiştiğini, hatta güzelleştiğini göreceksiniz. Sevgiler, saygılar.
//
Merhaba, yorumunuz için çok teşekkürler! Daha çeşitli bir kullanım gerçekten de daha dengeli ve güzel olacaktır diye düşünüyoruz.
Yalnız dikkatinizi çekmek istediğimiz bir husus var. “Sanırım” sanırmak fiilinden değil, sanmak fiilinden gelmektedir. Her nasıl bakmak fiilinden, bakarım gibi bir geniş zamanlı çekim yapabiliyorsak, sanmak fiilinden de “sanarım” fiilini çekebiliriz. “Sanarım”ın, sanırım olarak kullanılıyor olması ise, tamamiyle dilin fonetik uyumu ile alakalıdır. Ve yanlış bir kullanım içermemektedir.
Bilginize sunar, teşekkür ederiz.
Beğenmeyen Okumasın Ekibi.
//
Orhan Pamuk kitaplarını da ben de okuyamıyorum. Özellikle kullandığı dil hiç hoşuma gitmiyor. Yine Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabının da sonunu göremedim. Tutunamayanlar kitabını daha çok kamu yönetimi öğrencileri okuyor sanırım. Diğer kitaplar hakkında bilgi sahibi değilim.