Bir yılı daha geride bırakırken, Beğenmeyen Okumasın ekibi olarak, bizce bu yılın en güzel olan kitapları sizlerle paylaşmak istedik. Son derece öznel bir yorumlamanın eseri olan bu listemizi, basım yılından bağımsız olarak, 2015 yılın içinde okuduğumuz kitapların arasından seçtik. Listeyi beğeneceğinizi umuyor ve hepimiz için 2015’ten daha güzel bir 2016 yılı diliyoruz.
Dumankara
Bu kitap kesinlikle bir başucu kitabı olamaz. Bir umut kitabı da olamaz. Fakat okunması gereken çok önemli bir çizgi roman. Tarihle hayalin iç içe geçtiği tam bir Anadolu masalları dizisi. Ve “gerçekten böyle olmuş mudur?” dedirtirken sizi aynı zamanda düşündüren ve kimi zaman da gerçekleri yüzünüze bir tokat gibi vururken üzen… Linç kültürümüz, dine ve devlete bağlılığımız, inandığımız şeylerin arkasında yatan gerçeklerin çırılçıplak çizilmiş hali… şiddet, erkekler… Feminist bir eleştiri olarak kadınların daha çok nesneleştirildiği bir çizgi roman olmakla birlikte (tüm ana karakterler ve hikayeyi anlatanlar erkek) tek tek okundukları zaman o kadar göze batmıyor ama bir derleme olduğu için tüm öykülerde böyle bir eğilimin olması editörü düşündürmeliydi. Ben olsam düşünür ve kadın karakterlerimiz neden bu kadar geri planda diye sorardım. Kadınlar neden ya deli, ya manyak, ya afet, ya obje? Onun dışında içinde çok emek var, bu çizgi romanın anlatacağı ve anlatmadığı, sizin muhakemenize bıraktığı çok şey var.
I Versi Del Capitano (Kaptanın Dizeleri)
İtalyanca okuduğum bu kitap Kaptanın Dizeleri olarak Alova tarafından Türkçeye çevrilmiş. Dört senedir elimden düşmeyen ve bitmesini istemediğim bu şiir kitabı. Pablo Neruda sevenler için güzel bir hediye olur diye düşünüyorum. Şiir söz konusu olunca fazla söz söylemeye gerek yok:
Her Zaman
kıskanç değilim ben. Bir adamla gel
sırtında,
yüz adamla gel saçında,
bin adamla gel memelerinin ve ayaklarının arasında,
boğulmuş adamlarla dolu
bir ırmak gibi gel,
hiddetli denize kavuşan bir ırmak,
o sonsuz köpük püskürtüsü, zaman! Hepsini getir
seni beklediğim yere:
ikimiz her zaman yalnız olacağız,
her zaman biz, sen ve ben,
yalnız olacağız dünyada
başlamak için hayatımıza!
“Kaptanın Dizeleri”nden
1952
Sait Faik Abasıyanık – Mahalle Kahvesi
Yıl içinde okunan en güzel kitapların arasında bir Sait Faik kitabı olmazsa olmaz. Mahalle Kahvesi okunmak için aslında geç kalınmış bir kitap olsa da, gerek okunduğu yer (Burgazada) gerek de hissettirdikleri açısından 2015’e damgasını vuranlardan oldu. Yüzünüz karmakarışıkken, ümitle ve dertle doluyken okuduğunuzda görmeden seviyorsunuz siz de bahçeleri, insanları, evleri… Ya da bütün balonlarına iğne batırılmış baloncu gözüyle bakar oluyorsunuz bir anda hayata ve ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu içinde gülenlere, yemişlere, çiçeklere bile düşman hâle geliyorsunuz. Ama sonra ne hisse ne fikre benzeyen meçhul yumuşak düşüncelerle anlıyorsunuz ki aslında sevmek güzel, insanların suratlarına hayatı sevmek için bakabilmek güzel. Her zamanki gibi kimsesiz pazarınızı bitirseniz bile her şey size ışıl ışıl görünürken diyorsunuz ki: “Bugün kimse ölmesin. Bugün dövüş edilmesin, bugün kimse ağlamasın.”
Antoine De Saint-Exupéry – Küçük Prens
Her yıl en az bir kere okunan Küçük Prens, okunduğu her yılın en güzel kitabı olmaya devam edecek. Hele ki; bağlar kurmaya meyilli biri olarak saçları buğday tarlası gibi altın sarısı olan biri tarafından farkında olmadan evcilleştirilip, tam da bu evcilleştirilme yüzünden biraz göz yaşını da göze aldığınız bir yılda okuduysanız… Bir de yaşadıklarınızdan sonra kendinize dönüp defalarca “asıl görülmesi gerekeni gözler göremez” deyip durduysanız ve sizi yanıltan gözlerinizin aksine yüreğinizle bakmayı bildiyseniz çok daha anlamlı hâle geliyor Küçük Prens‘in altı çizili satırları sizin için.

Puslu Kıtalar Atlası
İlk basımının 20. yılı olması nedeniyle de 2015’in özel bir anlam taşıdığı ve benim bu sene kitap okuma zevkimi en üst noktalara taşıyan nadide bir eser Puslu Kıtalar Atlası. En son böyle bir coşkuyu Gabriel Garcia Marquez’i ilk kez okurken yaşamıştım. Büyülü gerçeklik bu topraklarda kadim zamanlarda nasıl olurdu sorusunun cevabı benim için. Sadece okuduğum eserde değil hayata bakışıma da masal ve büyü katan bir başucu kitabı. 2015’i güzel hatırlatan anılarımın bir kısmını bu kitabı okurken yaşadığım için 2016’dan da dileğim edebiyat coşkusunu hayatıma yansıtacak nice kitaplar ile karşılaşmak!
Felsefe ve kültürü harmanlayan kitaplarıyla dünyada ve ülkemizde en çok okunan güncel yazarlar biri olan Alain de Botton’a ait bu kitabı okuyunca daha seyahata değil hayata bakış açım değişti diyebilirim. Her gittiğimiz yere kendimizi götürdüğümüzden kendi içimizdeki seyahate odaklanmanın önemini çok iyi vurguluyor kitap. Aslında bunu sadece bu kitaba bağlamak da yanlış olacak. Yazarın ana problemi kişinin iç yolculuğu bence. Mimarinin, iş yaşamanın veya bir sürü farklı konunun içimizde yarattığı duygulara anlam bulma çabası belki de. Bu kitap ile ben de Alain de Botton ile tanışmış ve külliyatına dalmış oldum. Okuduklarımı ve okuyacaklarımı umarım 2016’da paylaşabilirim.
Elveda Güzel Vatanım
Yılın son kıyağını kendime yapmamda bir sakınca yoktur heralde. Henüz bitirmemiş olsam da 2015 yılında başladığım için Ahmet Ümit’in son çıkan kitabını da bu listeye eklemek istiyorum. Osmanlı’nın son dönemleri ve Cumhuriyet’in kuruluş yılları arasındaki çalkantılara, İttihat ve Terakki Cemiyeti odağında farklı bir açıdan yaklaşan kitap; vatanın ve insanın kutsallığını sorguluyor. Bu anlamda en sevdiğim Ahmet Ümit romanı olan Patasana‘nın tadını alır gibiyim. Bakalım böyle gidecek mi? Yazıyı bekleyin sevgili okuyucular.
begokuadmin
Sınır tanımayan okurların buluşma noktası
Permalink