Kıştan direkt yaza geçtiğimiz son yıllardan sonra, ilkbahar mevsimini yaşıyoruz bu sene doya doya. “Bitsin artık bu esrik havalar, yaz gelsin, hep sıcak olsun” dediğinizi duyar gibiyiz. Sabırsızlanmayın, uzun ve sıcak bir yaz bizi bekliyor. Tatil planlarının yavaş yavaş yapılmaya başladığı şu günlerde, aklınızdan ya da kalbinizden geçen yerler arasında Bodrum da vardır değil mi? Beğenmeyen Okumasın olarak, güzide tatil beldemiz Bodrum’a gitmeden önce mutlaka okumanız gereken kitapların listesini hazırladık. Merak etmeyin, liste kısa! Hem kitapları hem de Bodrum’u beğeneceğinizi umuyor, şimdiden iyi tatiller diliyoruz!
Homeros – İlyada
Bodrum’u Ebedi Mavilikler Ülkesi olarak nitelendiren Homeros, İlyada isimli meşhur eserinde Lelegliler ve Bodrum yarımadasında kurdukları kentlerden bahseder. Antik kaynaklara göre Bodrum yarımadasındaki kültürün yaratıcısı ve en eski yerleşik topluluğu Leleglilerdir.
“Altes kralıdır savaşsever Leleglerin, Satnioeis kıyılarında Pedasos’u tutardı elinde“
“Pedasos, bağları bol bir şehir, deniz kıyısında ve Pylos’a yakın.”
Halikarnas Balıkçısı – Mavi Sürgün
İçinde bir Cevat Şakir Kabaağaçlı, nam-ı diğer Halikarnas Balıkçısı olmayan bir Bodrum listesi neye yarar? Ama Bodrum’a da gitseniz bile burası Türkiye, gerçeklerden çok uzaklaşmayıp Halikarnas Balıkçısı’nın yazdığı bir yazı sebebiyle sürgüne gönderildiği Bodrum’daki günleri anlatan bu muhteşem otobiyografik eseri okumadan geçmeyin!
Güzel dünyanın kumlarını, deniz çakıllarını, yosunlarını sanki inci pırlantaymışlar gibi yüzüme gözüme sürdüm, üstüme başıma avuç avuç akıttım. O deniz, o adalar güzellikte en aşırı hayalin cennet diye göz önüne getirilebileceğinden bir kat daha güzeldi.”
Eh, her sürgün yeri keşke Bodrum gibi olsa!
Selim İleri – Her Gece Bodrum
Bodrum denince akla gelen tatil, deniz, kum, güneş ve eğlence konseptine insanın yalnızlığı üzerinden bakan bu Selim İleri romanı, şezlongda güneşlenirken okunmak için yanınıza alacağınız kitaplardan değil. Elbette ki, ne zaman nerede ne okuyacağınıza karışmak değil amacımız sadece minik bir uyarı bizimkisi. Roman, bir grup gencin Bodrum tatilinde birbirleriyle ve kendileriyle olan iç hesaplaşmalarını, sorgulamalarını ele alır. 1977 Türk Dil Kurumu ödülünü alan ve 1992’de filmleştirilen roman, İleri’yi daha geniş bir okur kitleleriyle buluşturan eseridir.
“Artık her yer kalabalıktı. Gelmişlerdi, paraları vardı, on günlük-yirmi günlük bir aylık tatilleri için her şeyi hakları sayıyorlardı; önüne geçilmezdi bu kargaşanın. (…)
Yeni aldıkları ‘cin’ pantolonlarıyla denize giriyorlardı. Üstlerinde kuruyordu pantolon. Derilerinin beyazlıklarından utanarak kimsesiz kıyıları aranıyorlardı ilk günler. Sonra kırmızı yüzleriyle, su toplamış sırtlarıyla ortalığa dökülüyorlardı. İskele meydanındaki ayakyolunun para kâsesi elli kuruşlarla dolup taşıyordu. Çarşıda halılara, gümüşlere, gömleklere ve giysilere uzun uzadıya bakılıyordu.(…)” (s.212)
Azra Erhat – Mavi Anadolu ve Mavi Yolculuk
‘Mavi yolculuk’ denince aklınıza ne geliyor? Güzel bir tekneyle huzurlu Ege kıyılarını koy koy, körfez körfez keşfetmek değil mi? İşte bu turizm terim yaratıcısı bir edebiyatçı grup edebiyatçı: Halikarnas Balıkçısı ile Sabahattin Eyüboğlu ile filolog/çevirmen/yazar Azra Erhat. Bu ekip, 1950’lerde yanlarına başka şair/yazar/entelektüel dostlarını da katıp Ege kıyılarında tekne gezilerine çıkmaya başlıyor. Sonradan ekibin yaptığı bu geziler genellenip bu tatil konseptinee adını veriyor.
Erhat, kitapları Mavi Anadolu (1960) ve Mavi Yolculuk (1962) ile bu gezileri ve kazanımlarını gelecek nesillerin de keşfetmesini sağlıyor. Özellikle Bodrum Gökova Körfezi’nde uzun uzun bahsediyor Erhat.
Bu gezilerin dönemin Türkçe yazınında ne büyük etkileri olduğunu da düşünürsek, bu kitaplara bir taşla birkaç kuş demek yanlış olmaz.
Bodrum Bodrum – Nedim Göknil
Sen megakentli! Şehrin yeşil alanlarını katlettin, denizini girilemeyecek hâle soktun. Bununla ilgili bir sıkıntı yaşamadığın gibi şimdi yeşili ve maviyi aradığın için iki günlük tatil bulsan kavimler göçüne kalkışıyorsun! Bu da yetmezmiş gibi gittiğin yeri de bozuyorsun… Evet, tatil önce biraz sert oldu ama durum bu. Şapkayı önüne koyup biraz düşünmek istersen sana Göknil’in anı kitabını öneriyoruz. Çünkü 60’larda Bodrum da çok farklı bir yermiş… Sadece İstanbul’un büyük markalarının doluştuğu, yapılaşmanın arttığı, yeşilin günden güne azaldığı şimdinin aksine!
begokuadmin
Sınır tanımayan okurların buluşma noktası