Beğenmeyen Okumasın buluşmalarının 2018 ayağına Doğu Yücel ile başladık. Son kitabı Kimdir Bu Mitat Karaman?‘ı konuştuğumuz sohbetimizde hikâyeye dair enteresan detaylar öğrendik. Diğer kitap yorumu yazılarımızda ‘spoiler’ vermemeye dikkat ediyoruz ancak bu buluşmadan bazı anekdotlar paylaşmasak olmazdı. Bu noktada yazının ‘spoiler’ içerdiğini belirtmeden geçmeyelim.
Kitabımız, adından da anlaşılacağı üzerine Mitat Karaman etrafında dönüyor. Doğu Yücel, diğer eserlerinde normalde bir fikirden yola çıkarken bu kitapta bir süredir aklında olan kahraman üzerine yazmış. Mitat’ın temelinde kendisinin özgüvenini kaybettiğinde büründüğünü fark ettiği karakterin yattığını tanımlıyor. Kendini “Alacakaranlık kuşağındayım” şeklinde tanımlayan yazar, ilk defa fantastik olmayan bir esere imza atmış. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen başarısız darbe girişimi kafasını çok kurcaladığı için bu konuya dair de bir şeyler söyleme isteğiyle kitabın fonuna döneme ilişkin detaylar eklemiş.
Yaşadığı apartmanda çok kısa aralıklarla gerçekleşen iki cinayet, Mitat’ın iş ve ev arasında gidip gelen hayatının seyrini değiştiriyor. Gece çalınan kapıyı açtığı için tabir-i caizse apartmanın hamisi Yıldız Hanım’ın ölümünden kendini sorumlu tutan Mitat; konuyu çözmeyi kendine görev ediniyor. Kapı açma demişken sohbetimiz sırasında Doğu Yücel’in böyle bir olayı gerçekten de yaşadığını öğreniyoruz. Korkmayın, ölümlü bir olay değil! Kendi apartmanında yaşanan bir hırsızlık vakası ile ilgili kapıyı açmasına dair suçlanması üzerine “Ben olsam ne yapardım?” diye düşünmüş Hayalet Kitap‘ta da olduğu gibi ve bu olay üzerinden hikâyesini geliştirmiş. Kitap bir polisiye örgüsü sunuyor ama yazarın asıl derdi karakteri anlatmak bu kitapta.
Mitat gibi diğer bütün karakterler de yerlerini dolduruyor. Doğu Yücel, karakterlere çok müdahale etmediğini söylüyor. Baştan iyi oturtulmuş karakterler, bağımsızlıklarını ilan edip örgü içinde kendi hikayelerini anlatıyorlar. Kitaptaki çoğu karakter hayal ürünü değil gerçek. Yıldız Hanım’ın notlarından eşi Kadim Bey’in bir araya getirdiği hatıra kitabı da gerçekten var. Yücel, gerçek hayatta gözlemlediği kişilerin iç dünyasını bilemeyeceğinden gördüklerini kafasındaki kişi ile birleştirip karakterlerini o şekilde yaratıyor.
Kitapta konu edilen Aile tarikatında cemaatten ve televizyonlardaki evlendirme programlarından esinlenmiş yazar. Aile örgütü “absürt bir komplo teorisi”, onlardan her şey beklenir. “İkisi nasıl bir araya geldi?” diye düşüneceksiniz; onu da okumayanlar için sürpriz olarak bırakalım. Tarikat olgusunu sevdiğini belirten yazar, bunun dine ait bir olgu olarak da kısıtlamıyor. Yaşam koçlarının etrafında oluşan topluluklar, kendisinin de içinde bulunduğu metal müzik hayranları da bir nevi tarikat ona göre.
Yazma alışkanlıkları ve sinema ile ilgili de sorular yöneltiyoruz kendisine. Bir kitabı yazarken, “Acaba anlatmaya değer mi?” diye sorgulayan ve bunu yazmaya mecbur hissetmek isteyen bir noktada olması gerektiğini söylüyor Doğu Yücel. Sinema sektörü için bir şey üretmenin de işkence olduğunu düşündüğünden roman yazmayı tercih ediyor. Sinema senaryolarında yönetmen, yapımcı gibi bir sürü insanın sürece karıştığını, romanda ise kendini daha özgür hissettiğini söylüyor.
Şu sıralar Incognito gibi popüler bilim kitapları okuduğunu söyleyen yazar; sevdiği yazarların Douglas Adams, Boris Vian, Bukowski ve Stephen King gibi isimler olduğunu ve yazarken de bu yazarların farklı ve sevdiği özelliklerini bir araya getirme isteğiyle yazdığını belirtiyor. Sevindirici bir haberi de buluşma sırasında öğreniyoruz. Kitabın devamı da gelecek. Üç saat sürerek bir rekora imza attığımız sohbetimizin buraya sığdıramadığımız detayları da buluşmaya gelenlerin yanına kâr kalsın. Yazar Doğu Yücel’e ve bu sohbete katılan herkese çok teşekkür ederiz.
Bir sonraki buluşmamızın müjdesini de verelim yeri gelmişken. Mart ayında Mehmet Berk Yaltırık ile Yedikuleli Mansur kitabını konuşacağız. Detaylar Facebook’taki etkinlik sayfamızda…
About begokuadmin
Sınır tanımayan okurların buluşma noktası