23 Nisan’ı coşkuyla kutlama şansını yakalamış çocuklar olarak biz de bu bayram için küçük bir hediye vermek istedik. Çocukluğumuzda severek okuduğumuz kitapların listesini hazırlamak, bu zamana kadar bizi en mutlu eden liste hazırlığıydı desek abartmış olmayız. Çocukluğumuza döndük, o güzel günleri yad ettik. Umarız siz de severek okursunuz ve okurken “bu da benim en sevdiğim kitaplardan biriydi” diyeceğiniz kitaplarla karşılaşırsınız. Sizlerden de sevdiğiniz kitapların isimlerini bekliyoruz. Herkese iyi bayramlar!
- Çocuk Kalbi – Edomondo de Amicis
Enrico isimli İtalyan çocuğun günlüğü olan Çocuk Kalbi, 80 sonrasında doğan kuşakta neredeyse herkesin okuduğu kitaplardan biri. Üçüncü sınıfa başlayan Enrico burada yeni arkadaşlarla ve öğretmenlerle tanışır. Bu arkadaşların hepsinin ailelerinin sosyal ve siyasi konumları birbirinden farklı olsa da hepsini birleştiren şey İtalyanlıktır. Avrupa tarihi okuyanlar bilirler; 1871’de tamamlanan Risorgimento sürecinden önce İtalya, küçük şehir devletlerinden ibaret bir ülkedir. İlk kez 1886’da yayımlanan Çocuk Kalbi’nde aralarda yer alan her biri ayrı şehirden gelen çocukların bağımsız hikayelerinin anlatıldığı kısımlar, bu bilgiye sahip olduktan sonra daha manalı gelir. Tabii kitapta bolca bulunan militarizm ve milliyetçilik mesajları da öyle…
2. Küçük Deniz Kızı – Hans Christian Andersen Masalları
Bu melankolik masal bana okumayı sevdiren masaldır. Hayranlık duyduğum Türkçe öğretmenimin tavsiyesi üzerine okuduğum bu güzel kısacık masaldan gözlerimi ayıramadığımı ve bu kitabı okuduktan sonra (kısacık bir kitaptı tabii ki) okuma iştahımın kabardığını belirtmeliyim.
Masal aşık olduğu prens için sesini kaybetmeyi göze alan küçük deniz kızını anlatır. Walt Disney’in yansıtmasının tam tersine bu masal mutlu sona ulaşmaz. O zamanlar düşünememiş olsam da şimdi feminist bir gözle değerlendirdiğimde, yetişkinler için, sahip olduğunuz en güzel karakteristik özelliklerinizden sevdiğiniz kişi için vazgeçmenin ne kadar lüzumlu olduğuna dair düşündürücü olan bu masal, çocuklar için gerçekliğe giriş 101 dersi olarak adlandırılabilir.
- Aç Tırtıl – Eric Carle
Daha minik yaşlara hitap eden bu kitabı çevirip çevirip defalarca okumuştum. O kadar güzeldi ki renkler, o kadar güzeldi ki anlatım, kitap dizayn açısından dahiyane özelliklere sahipti. Tırtılın delerek geçtiği sayfalarda elmalar, armutlar, yapraklar, artık her ne vardı ise… hatırlamakta zorlanıyorum takdir edersiniz ki. Bu kitaba hala bakmaktan ve onun sayfalarını çevirmekten zevk alırım. O kadar güzel ve sevimli, renkli ve açıklayıcı, hatta çocukların takıntılı halde okumak isteyeceği bir çocuk kitabıdır Aç Tırtıl.
- Ayşegül Serisi – Marcel Marlier & Gilbert Delahaye
Gazetelerin kuponla ansiklopedi verdiği yıllarda tanıştık birçoğumuz Ayşegül ile. Orijinal ülkesi Belçika ve dili Fransızca olan Ayşegül serisini, şimdi inanması güç gelecek, ama Sabah Gazetesi hafta sonları armağan olarak veriyordu doksanlarda. Ayşegül Deniz Kıyısında, Ayşegül ve Minik Sıpa, Ayşegül Mutfakta, Ayşegül Bahçedeki Dostlar, Ayşegül Teyzesinde ve o zaman dahi adından rahatsızlık duyduğumuz Ayşegül Küçük Anne gibi kitaplarda Ayşegül’ün, kardeşi Arda’nın ve köpeği Fındık’ın hikâyelerini büyük bir heyecanla okuduk. Kitaplarda yer alan muhteşem çizimlerin, çocukların hayal güçlerini kuvvetlendirmekte büyük yeri vardır. Tüm sayfaları tekrar tekrar okuduğumuz, çizimlerde kendimizi kaybettiğimiz, hayallere daldığımız, bazen özenip bazen kıskandığımız, merak ettiğimiz, birlikte doğayı öğrendiğimiz, kumdan kaleler yaptığımız Ayşegül serisi, 2011 yılından bu yana Yapı Kredi Yayınları tarafından tekrar yayımlanmaya da başlamış. Tekrar alınıp okunası, çocukluğun saf günlerine dönülesi…
- Martı – Jonathan Livingston
Sıradan martılar gibi, uçmayı yemek için bir araç yapmayan, asıl amacı; uçmak, daha iyi, daha yükseğe, daha uzağa, daha farklı uçmak olan ve bu bilgeliğini başkalarıyla paylaşmaktan sakınmayan martı Jonathan’ı anlatan roman.
- Öksüz Civciv ve Can Dayım – Rıfat Ilgaz ve Muzaffer İzgü
Okul çağındaki çocukların yaz tatilinde zevkle okuyacağı nefis iki eser. Yazarları da konuları da çok farklı olsa da mesajları benzeşen, durdukları yerler birbirine çok yakın olan iki kitap.
Öksüz Civciv’de Ankara’da yaşayan şehir çocuğu Güliz, annesiyle birlikte yaz tatilinde Kastamonu’nun Cide ilçesine gider. Burada kaldıkları evin bahçesindeki kümesin tek civcivi Öksüz’ün bakımını üstlenen Güliz, hem doğayla hem de insanlar ve hayatla ilgili büyük dersler alacaktır.
Can Dayım’da ise Ümit ve askerden geldikten sonra iş bulamayan becerikli dayısı Can’ın yaz tatili maceralarına ortak oluruz. Birlikte bisikletle gezerler, balığa giderler, huysuz dedeyi mutlu etmek için bir günlüğüne sıhhi tesisatçılık bile yaparlar. Yazlar biter, iki hikaye de mutlu sonlanır.
Çocukları duygulandıran ama sonunda mutlu eden, günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey olan vicdanlı olmayı öğreten bu iki kitap, aynı zamanda edebiyatımızın en değerli kalemlerinden Rıfat Ilgaz ve Muzaffer İzgü tanışmak için de çok güzel başlangıçlar.
- Küçük Kara Balık – Samet Behrengi
İran’da Şah döneminin muhalif yazarı öğretmen Samet Behrengi’nin yazdığı bu masalda, bir ırmakta yaşayan küçük kara bir balığın denize ulaşma yolculuğunda, adalet, eşitlik, tutuculuğa ve baskılara direniş, çoğunluğun kurtuluşu için kendini feda etme gibi kavramlarla tanışırız ve sonunda “denizlere çıkar sokaklar”. 12 Eylül döneminde Türkiye’de yasaklı kitaplardan biri olan Küçük Kara Balık’ın yer aldığı seride, Bir Şeftali, Bin Şeftali, Ulduz ve Kargalar, Ulduz ve Konuşan Bebek gibi diğer Behrengi eserleri de bulunuyordu. Günümüzdeyse hepsini tek kitapta toplamış bazı yayınevleri. Yetişkinlerin kitaplığında da olsa hiç fena olmaz.
- Pıtırcık Serisi – Jean Jacques Sempe ve Rene Goscinny
Orijinal ismi Le Petit Nicolas olan Fransızca seri, haylaz ama sempatik karakter Pıtırcık ve arkadaşlarının başından geçenleri anlatıyor. Ana kahramanımızın Pıtırcık Tatilde, Pıtırcık Futbolcu gibi isimlere sahip romanlarda çeşitli maceralar yaşadığı seri, çocukluğumuzun favorilerinden biriydi. Çizimlerin tatlılığı da hikayenin etkisini arttıyordu. Sevimliliği sayesinde yaptığı yaramazlıklar bizi rahatsız etmek bir yana dursun bizleri de ortalığı karıştırmaya yönlendirdiği de bir gerçek. O yaşlarımıza göre çok enteresan olan kıyak, matrak gibi kelimeleri öğrenmemiz de bu seri sayesindedir. Açıkca itiraf etmek gerekirse ne zaman okunsa halen gülümsetir.
- Gülten Dayıoğlu romanları
Gülten Dayıoğlu, çocuklara hitap eden yazarlar arasında çeşitlilik açısından en fazla türde kitaba sahip yazar diye düşünüyoruz. Bilimkurgu, gezi kitapları gibi eserlere de imza atmış yazar, Kemalettin Tuğcu kadar olmasa da Fadiş ve Dört Kardeştiler gibi içli romanları ile çocuklukta bizi bunalımlardan bunalımlara sürüklemiştir ama kendisini sevmemizin en büyük sebeplerinden biri de bu dünyanın içinde yaşıyormuş gibi hissettirmesidir.
10. 80 Günde Dünya Gezisi – Jules Verne
Bugün de Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel eserler listesinde bulunan 80 Günde Dünya Gezisi çocukluğumuzun ufuk açıcı kitaplarından biriydi. (90’larda çocuk olanlar kitabı daha çok 80 Günde Devr-i Alem olarak anımsayacakladır). Eser İngiliz bir Lord’un kâh vapurla kâh fil sırtında dünyayı dolaşmasını aktarırken biz de Lordumuzla beraber bazen Kalküta’ya bazen de San Francisco’ya gider, haritada nerede olduğunu o zamanlar pek de bilmediğimiz Hong Kong’a bile uğrardık. Bu, bugünden bakıldığında çok da önemli görülmeyebilir, fakat dünyayı ansiklopedilerden keşfeden bizler için Lord’un 80 günlük gezisi kuşkusuz yaşadığımız en büyük maceralardan biriydi. İnternet çağı çoc
uklarına seslenmeli: Dünyayı bir de Verne ile keşfedin.
11. Robinson Crusoe – Daniel Defoe
80 sonrası doğan kuşağın çokça okuduğu bir başka kitap da Robinson Crusoe’ydu. Karakterimizin ıssız bir adaya düşünce kurduğu hayatı ve yaşam mücadelesini anlatan kitabı hep “ben olsam ne yapardım” diye okurduk. Çocuk aklımıza her şeye rağmen mücadele etmeyi öğütleyen bu kitabın aslında gayet ayrımcı olduğunu ve “beyaz adamın yükü” temasını taşıdığını ise yıllar sonra yetişkin olduğumuzda anlayacaktık.
Okul öncesi arkadaşlar için önerilerimiz;
Güvercin Serisi:
Susam Sokağı’nın yazarlarından biri olan Mo Williems’in yazıp çizdiği, Fırat Yenici’nin çevirdiği Uçan Fil Yayınevi’nden çıkan bu seri inanılmaz eğlenceli. Küçük ve sevimli güvercinin “ilginç” talepleriyle başa çıkmamız üzerine kurulu bir anlayışa sahip. Serinin ilk kitabı olan Güvercin Geç Yatmasın, uyumamak için direnen güvercini uyutma görevi veriyor bize. Kitap, güvercinin geç yatmamasını sağlamamız için bizden yardım istiyor. Güvercinin her türlü ikna çabasını başarılı manevralarla atlatmamız gerekiyor. Gerek espri anlayışı gerek çizimleri okumayı çok eğlenceli bir hale getiriyor.
Güvercin Otobüsü Kullanmasın ve Güvercin Köpek İstiyor da benzer şekilde bir mantığa sahipler ve onlar da aynı şekilde çok eğlenceliler. 2 yaş üzeri çocuklar metne daha kolay adapte olabilirler ancak daha küçük çocuklarla da okumayı deneyebilirsiniz.
Sarı Civciv ve Pembe Canavar
Olga De Dios’un yazıp çizdiği Mikado Çocuk etiketiyle çıkan bu kitapta, kısa kanatları nedeniyle uçamayan Sarı Civciv’in hikayesi anlatılıyor. Bu civciv her ne kadar diğer kuşlar gibi uçamasa da, o icatlar yapabilen ve bu icatlarını arkadaşlarıyla paylaşmaktan asla geri durmayan bir kahramandır. Ve bu özellikleri sayesinde uçamıyor olmak aslında onun için bir sorun olmaktan çıkmıştır. Çizimleri ve hikayesi sağlam bir metin.
Aynı yazarın diğer bir kitabı ise, Pembe Canavar. Pembe Canavar, doğarken bile diğerlerinden farklıdır. Siyah beyaz soluk renklerin ve birbirinin aynı karakterlerin yaşadığı yerde mutlu olmayı başaramaz ve kendi gibi farklılıklarıyla mutlu olan diğer canlıların izini sürer. Onlarla birlikte uyum içinde yaşamanın keyfine varır.
Gergedanlar Krep Yemez
Anna Kemp ‘in yazdığı Sara Ogilvie tarafından resimlenen ve Türkçeye Gülbin Baltacıoğlu tarafından çevrilen bu kitap, hayvanat bahçesinden kaçıp Begüm’ün yaşadığı evde yaşamaya başlar. Begüm anne ve babasını evde bir gergedanın yaşadığına bir türlü ikna edemez ama bu süre içinde gergedanla çok iyi arkadaşlar olurlar. Sonrasında da olaylar gelişir. Çizimleri ve eğlenceli kurgusuyla 1,5 yaş sonrası çocuklara okunabilir. Ancak bu yaş grubunun dikkat süresi göz önüne alındığında tüm kitabı bitirmeyi beklememek gerektiğini not düşmeliyim.
Zürafa Saklama Rehberi & Mamut Yıkama Rehberi
Michelle Robinson tarafından yazılıp Claire Powell tarafından resimlenen Zürafa Saklama Rehberi, ev hayvanı olarak bir zürafa sahibi olmak isteyen küçük kız ve zürafanın hikayesini anlatıyor. Zürafa’nın eğlence parkından kurtarılması ne kadar iyi olmuşsa da evde saklanması ve yaşaması da bir o kadar zor oluyor. Ve kitap elbette ki mutlu sonla bitiyor.
Mamut Yıkama Rehberi, mamutumuzu nasıl yıkamamız gerektiğine dair bize rehberlik eden şahane bir kitap. Öncelikle bilmemiz gerekenler; mamutumuzu yıkamanın çok zor olduğu çünkü mamutların büyük ve tüyleri zor temizlenen bir tür olduğudur. Eğer bu bilgileri iyi öğrenirseniz, diğer adımlara geçip bu işi başarabilirsiniz demektir. Ancak dikkat etmemiz gereken çok önemli bir nokta var, gözler!
Bu kitap da çok eğlenceli, resimlerindeki canlılık ve detaylar ile oldukça güzel eserler. 1,5 yaş sonrası resimlerine bakıp konuşarak 2 yaş sonrası da okuyarak epey iyi vakit geçirmenizi sağlarlar.
Suyu Sevmeyen Krokodil & Ağaca Tırmanan İnek
Pearson Yayınlarından çıkan, Gemma Merino tarafından yazılıp resimlenen kitapların çevirisi Melike Hendek’e ait. Aslında Kırpılmayı Sevmeyen Koyun’un da dahil olduğu üçlü bir seri ancak ben bir türlü o kitabı bulamıyorum, baskısı tükenmiş görünüyor maalesef.
Suyu Sevmeyen Krokodil, suyu seven ve tüm gün suda oynayan kardeşleri ile bir türlü oynamayı beceremeyen krokodilin macerasını anlatıyor. Bu sevimli krokodil kardeşleriyle oynayamıyor çünkü suyu sevmiyor. Bir gün bu engeli aşmayı deniyor ve olaylar gelişiyor.
Ağaca Tırmanan İnek ise, kardeşleri gibi tüm günü çayıra çimene yayılıp otlayarak geçirmekten hoşlanmayan; merak eden, hayal kuran ve denemekten çekinmeyen maceracı inek Mötilda’nın hikayesini anlatıyor. Suyu Sevmeyen Krokodil’e de kısa bir selam veren kitap didaktik olmadan eğitici olan çocuk kitaplarından.
Sarı Civciv ve Pembe Canavar’a benzer konulara sahip gibi görünseler de resimler konuşunda daha başarılı olduklarını söylemem gerek. Gerek kullanılan renkler gerekse çocuklara daha çok hitap eden anlatım tarzıyla 1,5’tan sonra okunmaya başlanabilir. Ancak 2 sonrası çocukların konuya daha hakim olacaklarını düşünüyorum.
Nerede Bu Fil & Hoş Geldiniz
Fransız çizer Barroux tarafından ortaya konan bu eserler çocuklara yönelik kitaplar olarak ağır meseleleri ele alıyorlar.
Nerede Bu Fil? , insanların kentleşme uğruna kesip yok ettikleri ormanlar nedeniyle yavaş yavaş evsiz kalan bir fil, papağan ve yılanın öyküsünü sadece resimlerle anlatıyor. Sessiz kitap olan Nerede Bu Fil? ’in öyküsünü her seferinde siz oluşturuyorsunuz. Bu noktada çocuğunuza ormanların neden yok olduğunu anlatmak ise kendinizle ciddi bir yüzleşme yapmanıza neden olmuyor değil.
Hoş Geldiniz ise, güzel bir yaşam sürmekte olan kutup ayılarının üzerinde yaşadıkları buz parçasının kopması nedeniyle evlerinden uzaklaşmak zorunda kalmalarını anlatıyor. Yazar kitabı Suriye mülteci krizinden yola çıkarak oluşturmuş.
About begokuadmin
Sınır tanımayan okurların buluşma noktası